Bugün sıkça üzerinde durduğum, nasıl bu kadar şey yapıp yorulmuyorsun, kendini nasıl motive(!) ediyorsun sorularına tek cevabım olan disiplin kavramı üzerine yazacağım. Disiplinin terim olarak ne anlama geldiğini merak ediyorsanız Google’dan aratabilirsiniz fakat bu öyle bir yazı değil. Kendi disiplinimin temellerini, bu temelleri neye göre kurduğumu, disiplinin başarıdaki yerini hayli detaylı bir şekilde ele alarak anlatacağım.

Disiplin Ve Motivasyon

Kendi adıma konuşacağım, motivasyon günümün sadece 2 en fazla 3 saatinde bana yardımcı oluyor şuan sahip olduğum disiplin olmasa günde sadece 2–3 saat çalışabilecektim ki bence bu yeterli değil. Motivasyon iyi gün dostu gibidir kötü günlerinizde arasanız da bulamazsınız. Disiplin aile gibidir ne zaman ihtiyacınız olsa elinizden tutar sizi yukarı çeker. Ayrıca bence disiplin sahip olabileceğiniz en kıymetli hediyedir, üstelik bu hediyeyi sadece siz kendinize verebilirsiniz. Bir şeyler yapmak, kendinizde o motivasyonu bulmak için YouTube’dan motivasyon videoları izlemenize gerek yok. Kendi disiplininizi inşa ederseniz buna bir daha asla ihtiyaç duymayacaksınız. Şayet aileniz zengin değilse, güçlü akrabalarınız, eli kolu uzun tanıdıklarınız, sarayda amcanız yoksa çalışmak zorundasınız. “Kendimde o motivasyonu bulamıyorum.”, “Çok çalışmak istiyorum ama olmuyor.”, “Gerçekten vaktim yok.”, “Nasıl çalışacağımı bilmiyorum.” gibi sadece 5 yaşındaki çocukları inandırabileceğiniz bahanelerinizi bırakın. Sizin ne yaşadığınız, nasıl hissettiğiniz, neyi neden yapamadığınız kimsenin umrunda değil. İnsanlar yaptıklarınız ve başardıklarınızla ilgilenir bahaneleriniz ve başarısızlıklarınızla değil. Etrafınıza bir bakın, gerçekten başarılı olarak nitelendirdiğiniz insanlar hayatlarında bu tarz bahanelere yer vermişler mi? Bu bahanelerin arkasına saklanarak mı başarmışlar?

Disiplin konusunda nam salmış, bu konuda hayli başarılı olan ülkeler ve toplumlardan da biraz bahsetmek istiyorum. Biz bu toplumların yaptığı neyi yapmıyoruz? Bizim neyimiz eksik? Gelin bir bakalım.

Alman Disiplini

Disiplinleri ve çalışkanlıklarıyla hayli meşhur olan Almanları ilk sıraya koymak istedim. Sık sık duyduğumuz Alman disiplini nedir? Temelleri neye dayanır? Almanlar nasıl bu disipline sahip olmuşlar? sorularına cevap vererek başlayalım.

Bu kavram Almanya’da Almanya’nın endüstri devrimi sırasında ortaya çıkan sanayileşme sürecinde çalışma disiplini açısından diğer ülkelerden ayrıldığı düşüncesiyle ortaya çıktı. Alman disiplini köklerini 19. yüzyılda ortaya çıkan Protestan ahlakından alır. Protestanizm Almanya’da, çalışma etiği ve ciddiyetinin önemini vurgulayan bir ahlaki öğreti olarak benimsenmişti. Martin Luther, işin Tanrı’ya hizmet etmenin bir yolu olduğunu ve çalışmanın insanın değerli bir varlık olduğunu öğretmişti. Bu düşünce daha sonraki yıllarda Almanya’nın endüstriyel gücüne katkıda bulundu ve Alman disiplininin temelini oluşturdu. Alman disiplini işyerindeki hiyerarşi ve kuralların takip edilmesini, zamanında işe gelmeyi, zamanında işi tamamlamayı ve verimli bir şekilde çalışmayı vurgular. Ayrıca Almanya’nın endüstri devrimi sırasında sanayileşme sürecindeki başarısı Alman disiplininin önemini vurgular ve bu nedenle ekonomik başarının bir anahtarı olarak kabul edilir.

Almanya’nın her alanda hayli gelişmiş bir ülke olmasının temel nedeni Almanların sahip olduğu disiplindir.

Asya Ülkeleri

Başarıları ve çalışmalarıyla dünyada yankı yapan Asya ülkelerini de es geçmek istemiyorum. Gerek teknoloji gerek diğer alanlarda adeta dünyanın göz bebeği haline gelmiş Asya ülkelerinin sırrı ne? Sorusuna cevap vererek bu ülkelerdeki disiplini ve bu disiplinin gençlere nasıl uygulandığını yakın zamanda okuduğum bir kitap olan Outliers (Çizginin Dışındakiler) kitabından da alıntı yaparak ele alacağım.

Asya ülkelerinin disiplin anlayışı binlerce yıl öncesine dayanan zengin bir tarihe sahiptir. Bu tarih boyunca Asya kültürlerinde disiplin kavramı felsefi ve dini etkiler, aile ve toplumsal bağlar ve ekonomik gereksinimler gibi çeşitli faktörlerle şekillenmiştir.

Asya kültürlerinde felsefi ve dini etkilerin disiplin anlayışına önemli bir etkisi vardır. Çin’de Confucianizm ve Taoizm, Japonya’da ise Zen Budizmi, disiplinli bir yaşam tarzını benimsemeyi teşvik eden felsefi ve dini akımlardır. Confucianizm, toplumsal ilişkilerde saygı, itaat ve sorumluluk gibi değerlere önem verirken, Taoizm doğanın düzenine uyum ve dengeli bir yaşam tarzına vurgu yapar. Zen Budizmi ise meditasyon ve zihin disiplini gibi uygulamalarla bireylerin kendilerini kontrol etmelerini ve disiplinli bir yaşam sürmelerini öğütler.

Ayrıca Asya kültürlerinde aile ve toplumsal bağların güçlü olması da disiplin anlayışını şekillendiren önemli bir faktördür. Aile ve toplum içindeki hiyerarşik yapılar, saygı, itaat ve çalışkanlık gibi değerleri teşvik eder. Ailelerde ebeveynlerin otoritesine saygı gösterilir ve aile büyükleri tarafından yönetilen aile işleri gibi görevlerle erken yaşlardan itibaren sorumluluk almak beklenir.

Ekonomik gereksinimler de Asya kültürlerinde disiplin anlayışını şekillendiren bir diğer faktördür. Özellikle tarım ve sanayi gibi alanlarda düzenli ve disiplinli bir çalışma tarzı başarı için gereklidir. Bu yüzden iş dünyasında çalışanlardan disiplinli bir şekilde çalışmaları beklenir ve işyerinde saygı ve disiplin kuralları uygulanır.

Aileler çocuklarına disiplinli bir yaşam sürmeyi öğretirler ve okulda da disiplinli davranışlar teşvik edilir. Asya ülkelerindeki eğitim sistemi öğrencilerin disiplinli bir şekilde çalışmalarına teşvik eden bir yapıya sahiptir. Okulda öğrenciler sıkı çalışma programlarına ve disiplinli bir çalışma tarzına alıştırılır. Öğrencilerin erken saatlerde okula gitmeleri ve uzun saatler boyunca ders çalışmaları beklenir. Bu nedenle öğrenciler okulda çalışma disiplinini öğrenirler ve disiplinli bir şekilde çalışarak başarılı olmayı hedeflerler.

Bu kültürel yapı Asya ülkelerinin başarılı ve disiplinli bireyler yetiştirmelerine katkıda bulunur. Severek okuduğum bir kitap olan Outliers (Çizginin Dışındakiler) kitabından birkaç alıntı yaparak Asya Ülkeleri kısmını sonlandıracağım.

Yılda 360 gün yataktan güneş doğmadan önce kalkabilen hiç kimse ailesini zengin etmekte başarısız olmaz.

Çok çalışmak ancak hiçbir anlam taşımadığında bir hapis cezasıdır.

Yeterince çalışır, kendinizi ortaya koyar ve beyninizi ve hayal gücünüzü kullanırsanız, dünyayı istediğiniz gibi biçimlendirebilirsiniz.

Kan ter olmadan yemek olmaz.

Tembel adam kışın donarak ölür.

Eğer bir adam çok çalışırsa toprak da tembellik etmeyecektir.

Yaptıkları şeyde başarılı olmak için kendi kimliklerinin bir parçasından vazgeçmek zorundaydılar.

Kendi Disiplinim Ve Bu Disiplinin Temelleri

Bu kısım çok önemli olmadığı, en azından okuyucu için çok önemli olmayacağı için en sonda yer vermek istedim.

Lise zamanlarımda disiplin kelimesinin sözcük anlamı hariç hiçbir şey bilmiyordum. Ne ders çalışma ne de kendimi geliştirme anlamında hiçbir şey yapmıyordum. Üniversiteye bilgisayar programcılığı bölümünü kazanarak başladığımda her şey değişti. Hayatımın dönüm noktası buydu diyebilirim. Hem derslerimde başarılı olmak hem benimle yaşıt olanlardan çok daha iyi olmak hem de sektörde bir şeyler yapmak, network edinmek ve en önemlisi alanımda en iyisi olmak istiyordum. Beni sürekli iten, benimle benzer hedeflere sahip olanlarla arkadaşlık kurdum. Dersten sonra kütüphaneye gidip akşama kadar çalışıp akşam eğlenmeye gidiyorduk. Okullar uzaktan eğitime geçince bir süre boşladım sonrasında kendime evde çalışma düzeni kurdum gönüllü staj yapmaya, makaleler yazmaya ve yeniden projeler geliştirmeye başladım. Şuanda da bu düzende ilerliyorum. Sabahtan akşama kadar makale, proje, startup taskları, staja tasklarıyla ilgilenip akşamdan sonra kalan vaktimi kendime, okumaya veya bir şeyler izlemeye ayırıyorum. Kendinize uygun bir disipline sahip olmak gerçekten çok değerli. Ben bu şekilde çalışıyorum fakat bu size çok fazla gelebilir o yüzden en azından başlangıç olarak daha hafif bir tempoda çalışabilirsiniz. Kendi sınırlarınızı baz alarak bir disiplin oluşturun.